Hazreti Peygamber’in (sas) kabir toprağı
Birinci Dünya Savaşı’nda Medine’nin teslimi söz konusu olunca şanlı Medine Müdafii Fahreddin Paşa, Mescid-i Nebevi’de bulunan bir kısım emanetler ile, yüzyıllar boyunca hükümdarlar tarafından buraya vakfedilen ve Resûlullah’ın (sas) komşuluğunu yapan kıymetli eşyaları zayi olmaması için trene yükledi ve İstanbul’a gönderdi. İhtiyat mülazımlarından İdris Sabih Bey’in Medine Müdafaası sırasında Hazreti Peygamberimiz’e (sas) hitaben yazıp, Fahreddin Paşa’ya ithaf ettiği şiir, o günlerde yaşanan duygular kadar Emanât-ı Mübâreke’yi muhafaza edenlerin gönül dünyasını yansıtması bakımından da kayda değer özellikler taşımaktadır:

Dünya ve âhiret EFENDİMİZ’sin
Bir ulü’l emr idin emrine girdik;
Ezelden bey’atli hakanımızsın.
Az idik, sâyende murada erdik,
Dünya ve âhiret sultanımızsın.
Unuttuk İlhan’ı, Kara Oğuz’u;
İşledik seni gözbebeğimize,
Bağışla ey şefî’ kusurumuzu
Bin küsûr senelik emeğimize.
Suçumuz çoksa da sun’umuz yoktur,
Şımardık müjde-i sahabetinle.
Gönlümüz ganîdir, gözümüz toktur,
Doyarız bir lokma şefaatinle.
Nedense kimseler dinlemez, eyvâh!
O kadar sâf olan dileğimizi
Bir ümmî isen de Yâ Resûlallah,
Ancak sen okursun yüreğimizi.
Suları tükendi gülâbdanların,
Dinmedi gözümüz yaşı, merhamet.
Külleri soğudu buhurdanların,
Aşkınla bağrını yakmada millet.
Gelmemiş Türkçe’de
Lebid, Hassân’ın,
Yok bizde ne Bürde, ne Muallaka.
Yolunda baş veren Âl-i Osman’ın,
Lâl ile yazdığı tarihten başka.
Ne kanlar akıttık hep senin için,
O ulu Kitâb’ın hakkıçün aziz...
Gücümüz erişsin ve erişmesin,
Uğrunda her zaman döğüşeceğiz.
Yapamaz Ertuğrul evlâdı sensiz,
Can verir, cânânı veremez Türkler.
Ebedi hadim’ül haremeyniniz,
Ölsek de Ravza’nı rûhumuz bekler.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder